Farabi
Türkistan’ın Farab şehrinde doğmuştur. Ancak Farsça yazmış ve milliyetini kendi eserlerinde belli etmemiştir. Eski zamanlarda bugünkü gibi ulus algısı olmadığından, şehrinin adıyla anıldı. Onun zamanında Türk olmak entellektüel çevrede pek iyi karşılanmıyordu. Bu yüzden Türk olsa da bu gizlenmek durumundadır. Şehirlerde Türk korkusu vardır ve Türkler sadece savaşçılıklarıyla bilinmektedir. Öte yandan İslam ile birlikte Türk ve Fars kültürleri kaynaşmış ve herhangi birinden olmak benzer kültürel köklere sahip olmak anlamına gelmiştir.
Ebu Nasır Muhammed bin Muhammed bin Tarkan bin Uzlug El-Farabi, (879-950) Bugün Kazakistan’da kalan Farab şehrinde doğdu. Aristo’nun ve yeni platoncuları okumak için Suriyeli çevirmenleri ziyaret etti. Aristo felsefesine odaklandı ve “ikinci aristo” olarak tanındı. Doğa bilimleri ve felsefe tarihi alanında yaklaşık 100 eser yazdı.“Namuslu Şehrin Yerlilerinin Görüşleri”(Erdemli Devlet) adlı çalışmasında devletin oluşumu ve toplumsal eşitsizliğin nedenleri gibi önemli sorulara cevap vermeye çalışır. “Cevher”, “Zaman”, “Boşluk”, “Platon ve Aristo Felsefesinin Tekliği” konularında da çalışır. Birçok alanda yazdığı eserlerde metafizik, politik felsefe, mantık, müzik, bilim, ahlak, bilgi felsefesi ve ilahiyat yoğunluktadır.
Kendisinin Türkçedeki önemi, eski dönemde klasik “filozof” olarak tanımlanabilecek tek Türk olabileceği kanısıdır. Her ne kadar dayanaklar mevcut ise de Türk diye adlandıramıyoruz. Emperyalizm sağ olsun, bizi az ötemizdeki insanlardan milliyet bahanesiyle ayırmıştır. İç içe olduğumuz ve siyasi sınırlar hariç pek az farkımız bulunan insanlardan uzaklaşmışız. Farabi de böyle bir insandı. Doğunun adamıydı. Çok gezdi, göçtü. Diğer Türk addedilmiş isimlerdense daha gerçekçi bir Türk idi. İkinci Aristo benzetmesi önemlidir. Aristo gibi birçok alanda sistematik çalışma yürütmüştür. Doğu müziğinin en büyük dayanağı olan Büyük Müzik Kitabı’nda “Kanun”, Ud gibi birçok eseri ilk defa tarif etmiştir.Faziletli Devlet(Erdemli Devlet) adlı eser de doğudaki toplumcu(sosyalist) fikir açısından bir ilktir. Eylemlerde ahlak ve erdemden yola çıkar ve toplumsallığın önemini vurgular.
Medinetü’l cahile: Farabi’de, ideal devletin tanı zıddı olan erdemsiz toplumdur. Devlet anlayışında veya siyaset felsefesinde, etikten yola çıkan, ve dolayısıyla İnsanın, tecrit edilmiş bir halde değil, fakat iyi yönetilen bir toplumda başkalarıyla iyi ilişkiler içinde yaşadığı ve doğru yönlendirildiği zaman ancak, erdemli olabileceğini; erdemli olabilmek için, İnsanın iyi düzenlenmiş ve doğru yönlendirilen erdemli toplumlarda yaşama zorunluluğu bulunduğunu söyler.