Bilgi Bankası'ndaki
Toplam bilgi sayısı:
136

Bilgi Bankası

İstiklal Marşı

<p>İstiklal Marşı'nın şairi Mehmet Akif Ersoy
Mehmet Akif Ersoy, bu şiirinde, Kurtuluş Savaşı'nın kazanılacağına olan inancını, Türk askerinin yürekliliğine ve özverisine güvenini, Türk ulusunun bağımsızlığa, hakka, yurduna ve dinine bağlılığını dile getirir. Şiirin bütünü, dörtlükler halinde yazılmış kırk bir dizedir (sonuncu bölük beş dize).

Türk Kurtuluş Savaşı'nın en çetin döneminde, bir millî marşa duyulan gereksinmeyi göz önüne alan Milli Eğitim Bakanlığı, 1921yılında bunun için bir şiir yarışması düzenledi. Yarışmaya 724 şiir gönderildi. Kazanacak şiire para ödülü konduğu için başlangıçta Mehmet Akif katılmak istemedi. Ama millî eğitim bakanı
Hamdullah Suphi Tanrıöver'in ısrarı üzerine, ödülsüz olmak şartıyla o da şiirini gönderdi.


İstiklâl mücâdelesinin en çetin bir safhasında milletin duygularını belirtecek bir "İstiklâl Marşı"nın yazılması istenmiş ve böylece, Maarif Vekâleti tarafından bir müsabaka açılmış ve müsabakada birinciliği kazanacak zâta 500 lira nakdî mükâfat verileceği ilân edilmişti.

Yurdun her tarafından 500'den fazla şâir müsabakaya girmişti. Fakat yazılan marşlar, milletin hissiyatına tercüman olacak bir durumda değildi.

Mehmet Âkit, marşın mükâfatlı olmasından dolayı müsabakaya katılmamıştı. Zamanın Maarif Vekili Hamdullah Suphi böyle bir marşın ancak, Safahat nâzımı şâir Mehmed Akif tarafından yazılabileceğine inanmış ve 5 Şubat 1337, Milâdî 1921 tarihinde şu mektubu kendisine yazmıştır:

"Pek aziz ve muhterem efendim,

İstiklâl marşı için açılan müsabakaya iştirak buyurmamaklarındaki sebebin izâlesi için pek çok tedbirler vardır Zât-i üstadânelerinin matlûb şi'iri vücûda getirmeleri maksadın husûli için son çâre olarak kalmıştır. Asl endîşenizin icâbettiği ne varsa hepsini yaparız. Memleketi bu müessir telkin ve tehiç vâsıtalarından mahrum bırakmamanızı rica ve bu vesile ile en derin hürmet ve muhabbeti arz ve tekrar eylerim.''

Bu mektubun yazılmasından bir ay bile geçmeden milletin istediği İstiklâl Marşı yazılmış ve kahraman orduya ithaf olunmuştu.

Marş, Maarif Vekili Hamdullah Suphi ve arkadaşları tarafından beğenilmişti. Yalnız bu marşın üstada-ı rencide etmeden Büyük Millet Meclisi'nden nasıl geçirileceği üzerinde düşünülmüştü. Bu sıralarda Maarif Vekâletince seçilen yedi marş da Büyük Millet Meclisi'ne getirilmişti.

Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin 1 Mart 1921 tarihindeki toplantısında kararı, Karesi Meb'usu Basri Çantay, Meclise gelen marşlardan birinin okunması için bir takrir vermişti. Bu takrir Meclis üyelerinin re'yine sunulmuş ve tasvîb olunmuştur.


Marşlardan birinin okunması için Meclis Reisi tarafından, Hamdullah Suphi Bey kürsüye davet edilmiş ve ezcümle şöyle konuşmuştur:

Arkadaşlar, hatırlarsanız, Maarif Vekâleti son mücâdelemizin ruhunu terennüm edecek bir marş için şâirlerimize müracaat etmiştir. Birçok şiirler geldi, burada yedi tanesi en fazla vasfı hâiz olarak görülmüş ve seçilmiştir.

 

 

Hamdullah Suphi, Mehmed Âkif'ten bir marş yazmasını rica ettiğini, marşın yazıldığını, beğenildiğini söylemiş ve intihabının Meclis'e ait olduğunu da sözlerine ilâve etmiştir.

Hamdullah Suphi, gür sesiyle Meclis'in kürsüsünde İstiklâl Marşı'nı okumuştur.

"Hakkıdır, hür yaşamış bayrağımın hürriyet

Hakkıdır, Hakka tapan milletimin İSTİKLÂL"

mısraları ile bu marş, Meclis üyelerinin şiddetli ve heyecanlı tezahüratına vesile olmuş, salon alkış sesleriyle dolmuştur.

Kastamonu meb'usu Dr. Suad Beyin 12. Mart. 1337 (1921) tarihinde Büyük Millet Meclisi Riyasetine vermiş olduğu takrirde:

Riyâset-i Celîleye :

Müzâkere kifayetini ve Mehmed Akif Beyin İstiklâl Marşı'nın kabulünü teklif ederim.

Bundan başka Bolu meb'usu Tunalı Hilmi de takrir vermiş ise de reddedilmiş ve gene aynı tarihte Karâsi meb'usu Hasan Basri tarafından Riyâset-i Celîleye verilen takrirde:

Riyâset-i Celîleye :

"Bütün meclisin ve halkın takdîrâtını celbeden Mehmed Âkif Beyefendinin şiirinin tercîhan kabulünü teklif ederim."

Takrir Meclis Reisi tarafından oya sunulmuş ve kabul edilmiştir.

Böylece Mehmed Âkif tarafından yazılan marş İstiklâl Marşı olarak çoğunlukla kabul edilmiştir.

Kırşehir Meb'usu Müfid Efendi, bu marşın, Hamdullah Suphi Bey tarafından Kürsüde tekrar okunmasını Konya Mebusu Refik Koraltan da Milletin ruhuna tercüman olan işbu İstiklâl Marşının ayakta dinlenmesini teklif etmiştir.

Bunun üzerine 12 Mart 1337 (1921) 'de kabul edilen ve kanuniyet kesbeden İstiklâl Marşı tekrar Hamdullah Suphi tarafından okunmuş ve marş ayakta dinlenmiştir.

"Doğacaktır sana vâdettiği günler Hakkın,

Kim bilir, belki yarın, belki yarından da yakın."

Mehmed Âkif'in rahatsız bulunduğu Alemdağı'nda son günlerde içlerinde Târık Us'un da bulunduğu bir grup üstadın ziyaretine gitmişler, Mehmed Âkif bitkin bir hâlde yatağında yatıyordu. Konuşma esnasında söz İstiklâl Marşı'na intikâl ettirilmiş, gelen ziyaretçilerden biri:

— "Acaba İstiklâl Marşı yeniden yazılsa daha iyi olmaz mı?" demiş, bu söz üzerine yatağında bitkin bir hâlde yatmakta olan Akif; birdenbire başını kaldırmış ve ona:

— Allah bir daha bu millete İstiklâl Marşı yazdırmasın!

Evet:

— "Allah bir daha bu memleketin, bu milletin istiklâlini tehlikeye düşürmesin! Bir daha onu istiklâl Marşı yazmaya mecbur etmesin!" Sözüyle ziyaretçileri susturmuş, o büyük insanın ne demek istediği herkes tarafından anlaşılmıştı.

Büyük insan Mehmed Akif Ersoy, mezarına milleti için yazmış olduğu istiklâl Marşı'yla konulmuştur. Tarihte kendi eseriyle gömülen ilk bahtiyar ölülerden biri de şüphesiz Mehmed Âkif Ersoy olmuştur.

 

  •  
  • SÖZLERİ
  •  
    • Korkma, sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak;

       

       

    • Sönmeden yurdumun üstünde tüten en son ocak.

       

       

    • O benim milletimin yıldızıdır parlayacak;

       

       

    • O benimdir, o benim milletimindir ancak. 

    • Çatma, kurban olayım çehreni ey nazlı hilal!

       

       

    • Kahraman ırkıma bir gül! ne bu şiddet bu celal?

       

       

    • Sana olmaz dökülen kanlarımız sonra helal,

       

       

    • Hakkıdır, Hak'ka tapan, milletimin istiklal!

    • Ben ezelden beridir hür yaşadım, hür yaşarım.

       

       

    • Hangi çılgın bana zincir vuracakmış? Şaşarım;

       

       

    • Kükremiş sel gibiyim bendimi çiğner aşarım;

       

       

    • Yırtarım dağları, enginlere sığmam, taşarım. 

    • Garbın afakını sarmışsa çelik zırhlı duvar,

       

       

    • Benim iman dolu göğsüm gibi serhaddim var.

       

       

    • Ulusun, korkma! Nasıl böyle bir imanı boğar.

       

       

    • "Medeniyyet!" dediğin tek dişi kalmış canavar? 

    • Arkadaş! Yurduma alçakları uğratma sakın!

       

       

    • Siper et gövdeni, dursun bu hayasızca akın.

       

       

    • Doğacaktır sana vaadettiği günler Hak'kın;

       

       

    • Kimbilir, belki yarın, belki yarından da yakın.

    • Bastığın yerleri "toprak" diyerek geçme, tanı!

       

       

    • Düşün, altında binlerce kefensiz yatanı.

       

       

    • Sen şehit oğlusun, incitme, yazıktır atanı;

       

       

    • Verme, dünyaları alsan da bu cennet vatanı.

    • Kim bu cennet vatanın uğruna olmaz ki feda?

       

       

    • Şüheda fışkıracak toprağı sıksan, şüheda!

       

       

    • Canı, cananı, bütün varımı alsın da Hüda,

       

       

    • Etmesin tek vatanımdan beni dünyada cüda. 

    • Ruhumun senden, ilahi şudur ancak emeli;

       

       

    • Değmesin mabedimin göğsüne na-mahrem eli!

       

       

    • Bu ezanlar ki şahadetleri dinin temeli,

       

       

    • Ebedi yurdumun üstünde benim inlemeli 

    • O zaman vecd ile bin secde eder varsa taşım;

       

       

    • Her cerihamdan, ilahi, boşanıp kanlı yaşım,

       

       

    • Fışkırır ruh-i mücerret gibi yerden naşım;

       

       

    • O zaman yükselerek arşa değer belki başım! 

    • Dalgalan sen de şafaklar gibi ey şanlı hilal;

       

       

    • Olsun artık dökülen kanlarımın hepsi helal!

       

       

    • Ebediyyen sana yok, ırkıma yok izmihlal.

       

       

    • Hakkıdır, hür yaşamış bayrağımın hürriyet;

       

       

    • Hakkıdır, Hak'ka tapan milletimin istiklal!

      Mehmet Akif Ersoy
    •  
  •  
  •  
  •  
  •  
 

REKLAM

Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol